PARADOKSU

                                   SOLUK MAVİ NOKTA Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. İşte o nokta burası; evimiz... O nokta biziz. Sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. Türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde. Dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük

                                                                Senin Hikayen Nedir?                              Bu hayatta her zaman zorlukların olmadığı bir hayal içinde kıvranmış olabilirsiniz.          Bu gün size dünyada büyük yer bulabilmiş kişilerin yaşam öykülerinden kısa kesitler sunacağım. Hala insanların eşit şartlarda dünyada var olmadığı hayat kabinlerinde neler yaşamışlar neyi deneyimlemişler. Umarım bu kısa kesitler size bir şeyler katar önünüze ışık tutar.  1-) Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Bu çocukların üçü sağır, ikisi kör, birisi de zeka engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk "BEETHOVEN" 2-) Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi; "DOSTOYEVSKİ" 3-) 6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor , üç kız kardeşi nazi zulmünden dolayı ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız; Onun adı "KAFKA" 4-) 11 y

                  RUHU DİNLENDİREN   5  ÖZENLİ PARÇA                                                                        1. LEO ROJAS - DER EİNSAME HİRTE                                                                    2. OSMANLI KLASİK MÜZİĞİ    الموسيقى العثمانية 3. EVGENY GRİNKO - FİELD                                                                       4. EVGENY GRİNKO - WALTZ                                                               5.  Amelie Soundtrack - Yann Tiersen                                                            

                                                                 ACI ÇEKMEK                       Bir arkadaşım bu gün çevresindeki insanlara "Değer verdikçe üzülüyorum" söyleminde bulundu İnsanlara değer vermek kötü bir şey değildir. Hatta bir canlıya değer vermek bile bu düşüncede bulunmak gerçekten çok ince ve hoştur ne olursa olsun bunu anlayabilen gerçekten çok ince ruhlu canlılar vardır. Sen asla değer vermekten vazgeçme yorulma tükenme tükettirme bu seni sen yapan şeydir bu senin gayendir. Seni kimsenin değiştirmesine izin verme ancak bu hayatı kendin olduğun gibi yaşarsan anlamlı olur. Her şey çok güzel ve çirkin olamaz yada iyi veya kötü bazen duygusal hareket etmek yerine mantıklı olanı yapmaya zorlanır veya mecbur kalırız farklı olmak asla bir zulüm olarak görülemez. Hayatın gayesi budur herkes kendi yolunda ve amacında olma savaşı veriyorken insanlar birbirini düşünmeden yargılıyorken mutlu nasıl olunabilir fakat hissiz olsaydık insan olamazdık.

                                                KADER Uzun zaman sonra tekrar ellerim klavye üzerinde dans ediyor bu satırlar büyük anlamlar yüklemeli her insan ne gariptir ki onca çektiği acılardan sonra mutluluğu kendi hakkı biliyor savaş vermeden büyük kazanımlar elde edebileceğini düşünüyor hey dostum hayatın anlamı sence bu kadar basit ve kolay olabilir mi düşün bir meyve ancak olgunlaştığında tam olarak yenilenebilir bir hal alıyor insanda böyle bir şey Nietczsche'nin insanlara insan üstünü anlatması gibi de denebilir sanıyorum. Size sormak istediğim tek bir soru var bunu okuyan engin insan kadere inanır mısınız?